Yazar: Mehmet ÇEVİK
Yersiz acıma duyusunu yenen siyasetçiye devlet adamı Yersiz övünme duygusuna yenilen siyasetçiye de günün adamı denir Unutma
Cumhuriyeti kuran irade dedi ki; “Sanatsız kalmış toplumların Hayat damarlarından biri kopmuş demektir.” Ne alaka diye düşünmüştüm yıllarca Bu düşüncemin yanlış olduğunu Picasso’nun şu sözü ve Ülkenin geldiği hali görünce anladım Picasso diyor ki; “Sanat gereksiz olanı ayıklama becerisidir” Yönetimde çoklardan doğru olanı Seçme becerisi olan demokrasi yolunda Siz “gereksiz olanı ayıklama” becerisi olan Sanatı önemsizleştirir hatta yok sayarsanız Yolunda ilerlediğiniz demokrasinin ulaşacağı nokta Gelişmiş demokrasi değil seçilmiş monarşi olur Şimdi olanda, yaşanan da budur. Şimdi okullarda sanat derslerin olmamasını…
Ergenekon Türkün beka sorununu çözme iradesidir 1.ERGENEKON:-Destan olan Ergenekon Demir dağlar arasına sıkıştırılan Türkün Bir dişi kurt eşliğinde dağları eriterek Dünyaya açılma hikâyesidir. Türkün dört yüz yılına mal olmuştur 2-ERGENEKON: Kuvayı milliye diye bilinen, İç Anadolu’ya hapsedilmeye çalışılan Türkün Yedi düvele karşı “ya istiklal ya ölüm” diyerek verdiği Ve Lozan’la taçlandırdığı bir hikâyedir. Türkün üç buçuk yılını almıştır. Bu hikâye için Atatürk diyor ki “Lozan Barış Konferansı’nda ele alınan konular Yalnız üç-dört yıllık dönemle ilgili değildir. Yüzyılların da hesabı görülüyordu.”…
* “Ya devlet başa ya kuzgun leşe” Anonim Kadim soru “Devlet mi millet için, millet mi devlet içindir?” Devletin temeli adalet ise, Adaleti eline geçiren siyasi irade -Ki anayasaya göre adalet Siyasetten bağımsızdır ve millet adına hareket eder. – Der Devlete sahip olur demektir Bizde hep böyle olmuştur. Adaleti tesis etmektense ona sahip olmak tercih edilmiştir. Dün solun hâkim olduğu adalet bu gün İslamcıların elinde Yani dün sol ben devletim diyordu Bu gün İslamcılar aynı şeyi söylüyor Peki, bu söylemde…
Adnan Adıvar da İslam Ansiklopedisi’nde şöyle anlatmıştı: “Halifelik ve imamet gibi konularında İbn Haldun, çok özgür ve bağımsız görüşler açıklamış ve genel olarak hükümette şeriatın mutlak gerekli olmadığını söylemiştir. Eserin çevirisi ve aslı bu konuları içine aldığı için, II. Abdülhamit döneminde, Türkiye’de satılması ve okunması yasak kitaplardandı.” Şimdi siyasal İslamcılar, İbn-i Haldun’u biliyor da bu görüşünü biliyorlar mı? Ve de en bilmesi gereken bunu bilmiyor mu? Biliyordur. Uygulamalardaki bu İslam dışı icraatı bu yüzden rahatlıkla yapıyor ve rahatlıkla yalan söylüyorlar Ellerinde iki…