Yazar: Mehmet ÇEVİK
“Rafine olmuş, işlem görmüş her türlü tahıla karşıyım” İfadelerini kullanmasıyla başladı Geç kalmış bir savaştı Her şey aslında insanoğlu Yavaş bir hayat sürdüğü Milyonlarca yıl önce Bir evrimle başlamıştı Önceleri insanoğlu sadece Varlığını sürdürmek için yaşıyordu. İhtirası yoktu, hırsı yoktu Beklentisi yoktu. O kadarki “zorunlu yemek yeme zamanı” olan “Öğün”leri bile yoktu Acıktıklarında zaman neyse Çevrelerinde ne bulurlarsa Bitki ise toplayarak Toplanacak yoksa ve canlı varsa avlanarak Karnını doyuruyordu Ne toplarken yiyeceğinin dışında bir şey toplayarak Ne de avlanırken ihtiyacından…
Son on yılda Savunmasını yüzde yüz Güçlendiren bir irade ile Son on yılda Ordusunu “aldatıldık” torbası içinde İtibarsızlaştırmak Kendisindenleştirmek için Her atılan topa dalan irade 2015 in sonunda bir hava olayı sebebi ile Karşı karşıya geldi Bundan yüzlerce yıl öncede Bir deniz olayı sebebi ile Karşı karşıya gelmişlerdi -1769- da Bir gece Akdeniz de Rus donanmasını gören Siyasi iradenin- Karadenizi kullanmadan Baltık denizi Atlas okyanusu Cebeli Tarık boğazı kanalıyla da Akdenize inileceğini düşünmediği için- Önce ezberi sonra kimyası bozulmuş Sonra…
Allah adamı taş eder mi? Eder Etmişliği var Helak eder mi? Eder Onunda örneği var Peki, Rabbim neden İnsanları “taş’a keser-döndürür-” Helak eder Önümüzde yaşanmış iki hikâye var Birinci hikâye şöyle Sodom ve Gomore Tarih “fi” tarihi gibi Nereden baksan Milattan birkaç milat öncesi Hani yaratılmışların En şereflisi olan insanoğlunun İkinci “en” vasfı var ya Aşağıların en aşağısına İnebilme ihtimali. Bu ihtimal; İnsanoğlu için Yoldan çıkınca Düşmeyeceği sapıklık Ve yuvarlamayacağı çukurun Yani “Esfel-i sâfilin” Olmadığının habercisi. İnsanoğlunun “Esfel-i safilin’e” yolculuğunun…
Resmini yapamadığımız mutluluğun Tarifini yapabiliriz, Diye düşünüyorum. Mutluluk nedir? Ve Sınırsız mutluluk olabilir mi? Mutluluk, “anı” yaşamak Yaşanılan andan “haz” almak Dünü unutmak Yarını kala almamak Bu günü doyasıya yaşarken “Dur zaman ne güzelsin” diyebilmektir Memnuniyeti arş-ı alaya çıkarırken Memnuniyetsizliği sıfırlamaktır Mutluluk, nereden geldik Nereye gidiyoruz? Sorusuna takılmadan Yaşanılan “ana” yoğunlaşmaktır Mutluluk bedenle ruhun ahengi Ve bu ahengin doğayla örtüşmesidir. Tarifi böyle yapılabilen mutluluğun “Ezeli” ve “ebedi” olma hali var mı? Olabilir mi? Görünen o ki; Tiyatronun birinci sahnesine yok….
Mertliğin İcad edilmediği Silahların bozuk olmadığı dönemlere de Arkadaşlığı atalarım Gidiyoruz denildiğinde “Nereye değil pusat mı paramı alayım” Diyendir. Şeklinde tanımlarlardı. Doğru Lakin günümüzde arkadaşlık Gidiyoruz dendiğinde “5 N 1 K” aklına gelendir Unutma