Yazar: Mehmet ÇEVİK
Abdulhamitin “kızıl” mı? “Ulu” mu olduğundan başlayan Havanda su dövme süreci Lozan’ın “zafer” mi “hezimet” mi olduğu Fikrine saplandı Muhtemelen bundan sonraki konu; “Kadeş” anlaşmasının “kalleş”liğinin Toplumsal yansımasının “Rahmani” mi yoksa “şeytani” mi olduğu Konusu olacak..! Peki, bunlar olurken Türkiye’nin boyu Bir santim olsun uzayacak Ya da kısalacak mı? Hayır Ama Temsil misal, bir zamanlar Aynı gelir gurubuna sahip olduğumuz İspanya şu anda kişi başına 30 bin dolar geliri yakalamışken Biz 10 bin dolarla Kıskanıldığımızı…
Zihni test sorusunun beş harfiyle sınırlı Ufku tabletin ulaşabildiği kadar sınırsız Ve bedeni avm genişliğinde özgür olan İnsan yavrusuna Türk çocuğu denir Unutma
Dört artı dört artı dört Proje okulları Altın nesil, kindar nesil Atatürkçü nesil devrimci nesil Derken “Altın”cılarla “kindar”cılar arasındaki oyunda Kazan çömlek patlayınca Okulların tabelaları Bir anda İmam Hatipleşti, normal iseler “Anadolu”laştı ve bir anda Türk milli eğitimi Vasatta eşitliği sağladı Hani kaybedecek irtifa kalmayınca bakan bütün okullarda Tam gün eğitime geçileceğini açıkladı Son on küsur yılda tek parti döneminde Eğimle o kadar oynandı ki Hiçbir koalisyon döneminde bu kadar zik- zak çizilmemiştir Neden Hani diyoruz ya aklıselim kaybolunca Aklı…
“Bu durumda büyüyemezsek küçülürüz” Yirminci yüzyılın başlarında Osmanlı aydını bu sorunun muhatabıydı Ülke gerçekten zor zamanlardan geçiyordu Zaman bir karar verme zamanıydı Zamanın muktedirleri Kararlarını verdiler. Büyümeliydiler “Bir büyüğün” yanında yer tuttular Genel savaşın içine daldılar Savaş bittiğinde küçülmüşlerdi Büyüyemeyince küçülmek Siyasetin fıtratında vardı Ve o fıtrat öyle bir tecelli etmişti ki Koca imparatorluk neredeyse İstanbul’dan ibaret Bir şehir devletine dönmüştü Aynı yüzyılın Aynı döneminin Bir adım ötesinde Kuvveciler “Bağısız olmazsak büyüyemeyiz” Mantığı ile yola çıktılar Önce…
1923 Psikolojisi; yedi düvele kafa tutan Dik duran ama diklenmeyen Hayaller peşinde koşarak Milletin bu gününü ve yarınını Berbat etmeyi değil Milletin potansiyelini devletin gücünü Zamanın şartlarını akıl süzgecinden geçirerek Bugününü kurtarmak ve yarını inşa etmek için Özgün davranış gösteren “Kuvayı milliye” ruhunun psikolojisidir Bu psikoloji yeri ve zamanı geldiğinde Milletin refahı ve devletin bekası için Çözülemeyen sorunlar çözme iradesine sahiptir Boğazlar sorunu gibi Hatay meselesi gibi Keşke bu memleketin siyasetçileri Bu psikolojiyle hareket etse Keşke bu…