Yazar: Mehmet ÇEVİK
Ahlakı tek boyuta indirir Bilinci kovarsan idrakten Namahrem dediğin şey An gelir, nah mahrem olur
Miskinler tekkesi sakini Laf dinlemez adamım Atalete kader deme Kader alır götürür insanı bazen Bazen de alır getirir Kader denen, kader denen Kader olmayan bu kaderse İnsanın ömrünü boşa geçirir
Kaç zamandır Bir sinsi yağmur Sanki yağmıyormuş Gibi yaparak Ama yağarak Ele geçiriyor hayatı FECİ İliklerine kadar ıslandığını İliklerine kadar Islandığında, Kemiklerinin Çürümüşlüğünü Ayağa kalkmaya Çalıştığında anlıyor insan KAHREDİCİ Oysa yağmur Denen yağmur Yağmur gibi yağsa Gürleyerek, parlayarak Yeri göğe katarak Tedbir almak Zorunda kalsam Islanmasam Ve Yaşamasam Çürümüşlüğünü Kemiklerimin Bir sırça köşkün Penceresinden Seyreylesem âlemi Zevk alsam yağmurdan Zevk aldığımı Haykırabilecek cesaret bulsam ŞEVK VERİCİ Kaç zamandır Bu sinsi yağmur Yağmıyormuş gibi yağarak Beni gafil avlayarak Enayi safına katarak…
Her dilde ölüm Gözyaşı ile dinlemektir Ve her dilde gözyaşı Keder ve elem demektir
Yalnızlığımı Sana sımsıkı Sarılarak gideriyorum Sen yoksun Bir ben varım Yapayalnız sensiz Bir sen varsın Hayalimde bedensiz Bir melodi yükseliyor Ruhuma dokunan Bestesiz Güftesiz Sessiz Ben ve sen Sen ve ben Birbirimize sarılıyoruz Bu uhrevi ortamda Ben sensiz Sen bensiz Bir zaman yaşıyoruz Öznesiz, Sevgisiz, Gereksiz Ben Yalnızlığımı Sarılarak sana sımsıkı Gidermeye çalışıyorum Ama sen… Hala yoksun.